Aşure Tatlısı


Gel de birbirimizin kaderini bilelim, çünkü ansızın öleceğiz de ayrılacağız birbirimizden.
madem ki inanan, gerçekten inanç sahibinin aynasıdır, öyle ise neden aynadan yüz çevirelim?
Kerem sahipleri, dosta can feda ederler; köpekliği bırak bir kenara, biz de insanız.
Kul hüvallahları, kul euzüleri, ne diye birbirimizi sevmek için okumayız?
Garezler, dostluğu karartır, neden gönlümüzden atmayız? Öleceğim diye seviniyor, neş`eleniyor gönlün;  peki ama ne diye ölüye tapmaktayız da, birbirimizin can düşmanı kesilmekteyiz?
Madem ki ölümümden sonra uzlaşacak, barışacaksın, ne diye bütün ömür boyunca birbirimizi sınar dururuz?
Farzet ki şimdi öldüm, barış benimle, çünkü teslimiyette biz zaten ölülere benzeriz.
Mademki mezarımı öpeceksin, gel de yüzümü öp şimdi. Ben, yine oyum.
Ölü gibi sus ey gönül, çünkü biz, bu dil yüzünden varlıkla töhmet altına girmişiz.

Mevlana


Asure hicri takvimin ilk ayı olan muharrem ayının onuncu gününde, Nuh peygamberin felaketten kurtulusunu kutlamak için yapılır. Rivayetlere göre felaketin sona ermesiyle Nuh peygamber geriye kalan erzaklardan asure pişirerek kurtulan insanlara dağıtmıştır. Bunun dışında peygamberimizin torunları Hasan ve Hüseyin`i anmak için de yapılır.Çocukluğumda babaannem neredeyse bir kazan dolusu yapardı ama aklımda kalan sadece onunki değil. Belki bir haftadan fazla bütün komsularımız evlerinde asure kaynatır ve diğer komsulara dağıtırlardı. Hergün başka bir elden yapılmış asurelerle bayram ederdik. Kimi yoğun, kiminin kıvamı daha hafif, kimi açık renkli, kimi çok tatlı ama hepsi güzeldi. Bugün her şeyi rahatlıkla eleştirebilsem de farklı ellerden hazırlanmış asurelerin de farklı olması bana çok doğal geliyor. Asurenin bir ayarı yok ki fabrika usulü hazırlansın. Ama tabii ki püf noktaları var.
Buğdayınız asurelik olsun, biraz daha açık renkli ve dolgundur. Akşamdan suda ıslatın. Kuru fasulye ve nohut neredeyse yenilecek kıvamda önceden haşlanmış olsun. Asure kaynadıkça suyu azalacaktır. Belli bir kıvamda tutmak için kaynak suyunuz hep hazır olsun. Şekeri dört aşamada ekleyin, yoksa buğdayı sertleştirir. Fındık ve ceviz içlerinin sıcak suda kabuklarını soyun, asurenin rengini karartır. Evde bulunan en büyük tencerenizi kullanın, yoksa malzemeleri oranlı olarak az tutun.
malzeme:
1 su bardağı asurelik buğday
Yarım su bardağının yarısı kırık pirinç
Yarım su bardağı haşlanmış nohut
Yarım su bardağı haşlanmış kuru fasulye
Bir avuç kuş üzümü
4-5 adet kuru incir
4-5 adet kuru kayısı
1 yemek kaşığı nisasta
Yarım su bardağı süt
1 yemek kaşığı tereyağı
400 g şeker
Bir avuç fındık içi
Bir avuç ceviz içi
Gülsuyunun kendi kapağıyla bir kapağın aldığı kadarı
Bir adet nar
Tarçın
Bir portakal kabuğunun rendesi
Malzeme çeşidini bu listede olan kadarından eksiltmeyin fakat artırabilirsiniz. Ben hariçten bu an evde bulunduğu için kuru dut, kurutulmuş elma dilimleri ve kıyılmış badem ekledim. Ben her ne kadar tercih etmesem de susam ve çörek otu da üzerine serpilebilir.
yapılışı:
Akşamdan ıslattığınız buğdayları kendi suyuyla portakal kabuklarıyla birlikte haşlamaya başlayın. Suyu azalırsa her daim rahatça karıştıracak şekilde su ekleyin. Bir saat kadar sonra fasulye ve nohut ekleyin. Yumuşamaya başladığı vakit pirinç, tereyağı, kuş üzümler ve bıçakla fındık büyüklüğünde doğranmış incir ve kayısıları  ilave edin. Bütün malzeme yumuşadığında 10-15 dakika daha birlikte piştikten sonra dört aşamada şekeri ilave edin. Aşure yoğunlaşıp yeteri kadar piştiğinde nişastayı sütte eritip aşureye ilave edin. Bir taşım kaynatıp ocaktan alın. Gülsuyunu da ilave edip iyice bir karıştırın ve kapağı kapalı olarak bir saat dinlendirin.
Daha sonra servis kaselerine paylaştırıp tarçın serpin ve kalan malzemelerle üzerlerini süsleyin.
Allah kabul etsin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız yemeklerimin tuzu biberi...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...