Berlin'de Bergama Müzesi

Çocukların paskalya tatilini fırsat bilip bir müze sehri olan Berlin`in en ünlü, en görkemli müzesi Pergamon Altar (Bergama sunağı) ve Babylon İstar Tor`un (Babıl İstar kapısı), İslamische Kunst (islam sanatları) müzesi ile birleştiği Pergamon Müzesi`ni ziyaret ettik. Berlin Mitte yine aynı zamanda Berlin`in en gözde en tarihi bölgelerinden biri. Epeyce soğuk bir havada yaklaşık 1 saat Spree nehrinin kenarındaki bu devasa yapının önünde kuyrukta bekliyoruz. Biletlerimizi alıp içeri girebildiğimizde gözlerimiz o muhteşem yapıyı arıyor. Müzenin girişinde bu yıla özel, yapının devasalığına yaraşır bir biçimde büyük ve gösterişli bir panaroma izleme şansı yakalıyoruz. Kat kat daracık bir merdivenle yukarıya çıktığımız kulenin etrafında Pergamon şehrini 360 derecelik bakış açısıyla bütün görkemiyle o zamanlarda canlı halini tasavvur edebileceğimiz müthiş
bir sunumla karşılaşıyoruz. Nasıl anlatsam? Uçan balonla zamanda tarihi bir gezinti yapmak gibi bir şey. Çekim yapmanın yasak olduğu panaromadan ayrılıp müzenin asıl sergi bölümüne geçtiğimizde kötü bir sürprizle karşılaşıyorum. Fotoğraf makinamin aküsü sinyal veriyor. Bu görüntüleri görmek isteyebilecek olan okuyucularımla paylaşabilecek mümkün olduğunca çok ve güzel kareler yakalayabilmek için oldukça seçici olmaya çalışıyorum. Nihayetinde  müzeden ayrılmak için çıkış kapısına yöneldiğimde akü tamamiyle bitiyor.

Müzeyi nihayet gezmeye başladığınızda ilk bölümde Pergamon kalıntılarının genel bir tanıtımı yapılıyor. O dönemde yapılan kazı çalışmaları, çalışmayı yöneten ve kalıntıların Almanya`ya götürülmesine izin verilen imzalı mühürlü fermanları sergiliyorlar. Heryerde almanca, ingilizce ve türkçe yazılar var. Girişte aldığınız kulaklıklı aletlerde yine bu dillerde her bölüme ait ayrıntılı bilgiler dinleyebiliyorsunuz.


Daha sonra döneme ait buluntular ve tanrıların babası Zeus ve kızı Athena`ya ayrılan özel bölümlerden sonra güneye yaptığınız tatillerden tanıdık gelen Dionysos, Kymene, Phseydon, Milet antik kentlerini tanıtılan bölümlerden geçiyoruz.

Bu mezar taşı dikkatimi çekiyor. Bu arada Zeus ve Athena`nın fotoğraflarını neden çekmemiş olduğuma şaşırdım, şimdi onlara kurban sünmak üzere yapılan bu görkemli tapınakları düşününce...


O dönemlerin ve her dönemin barış simgesi altın yapraklardan oluşan  taç

Nihayet Pergamon kalıntılarının bulunduğu yere yönelince bir an nefesim kesiliyor. İnsanoğlunun 2000 yıl önce sadece beyaz taş ıle ortaya çıkardığı bu muhteşem güzelliklere hayranlıkla bakmamak mümkün değil.


İlerlediğimiz kısımda atmosferin değişmesinden farklı bir dönem veya bölgeye geldiğimizi sezinliyorum. O kadar çok eser gördük ki kulaklığı bir yana atıp tarihlere ışimlere boşveriyorum artık. Gördüğüm muhteşem güzellik karşısında tekrar hayranlık duyuyorum. Oturma odamı kırmızıya boyatsam, şöyle bir balkonum olsa,balkondan bahçeye baktığımda bu muhteşem yer mozaiklerini görsem diye hayal ediyorum.
Bu görüntüler Anadolu`dan gelen kalıntıların eski yunan ve romalılara ait kısmı. Devamında Osmanlılar, Selçuklular, 900 lu yılların halifelerinden kalma, daha eskilerden Babıl`ın İstar kapısının komple parçaları, Mısır`a kadar müthiş bir İslami sanatlar müzesinin görüntüleri de var.
Devamı burada.
.........

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız yemeklerimin tuzu biberi...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...